Şizofreni Nedir? Şizofreni Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?
Yazar : tobeornottobe Yayınlanma Tarihi : 25 Ocak 2021Şizofreni hakkında halk arasında doğru olduğu düşünülen bir çok yanlış görüş mevcuttur. Bu yanlışları doğrularıyla birlikte sizler için derledik….

Halk arasında Şizofren tanısının herkeste aynı sonuçlar doğurduğuna ve aynı davranışlara neden olduğuna dair bir inanış vardır. Şizofreni, sadece varsanılar ve sanrıların görüldüğü bir hastalık değildir. Şizofrenide net düşünme, duygularını kontrol etme ve karar verme güçlüğü gibi bozukluklar gözlenebilir.
Belki de en yaygın düşünceye göre şizofreni tedavisi olmayan ve iyileşmeyen bir hastalıktır düşüncesidir. Ancak şizofreni tedavisi mümkün ve iyileşme gösterebilen bir hastalıktır. Tedavi olanağı ve iyileşme ile anlatılmak istenen kuşkusuz hastalığın tümüyle ortadan kalması demek değildir. Ancak pek çok hastalıkta olduğu gibi doğru ve düzenli ilaç alımı ve rehabilitasyon tedavileriyle toplum içinde bağımsız birer birey olarak yaşamlarını sürdürebilir.
Şizofreni sanılanın aksine aniden başlayan bir durum değildir. İlk belirtileri ergenlik döneminde ortaya çıkan ve genelde bu dönemin özelliği olarak düşünülen durumlarla başlar. Akademik ve sosyal ilişkilerde azalmalar meydana gelir. Kişi bu düzeyde sesler değil ancak fısıltılar duyabilir. Ancak şizofreni tanısı almış bir kimsenin zeka seviyesi düşüktür yorumu yapılması doğru değildir. Şizofreni hastası olan bireylerde toplumun geneli gibi düşük zeka, normal ya da ileri düzey zekaya sahip olabilirler. Tedavi olan şizofreni hastaları, olanakları ve yetenekleri dahilinde çalışır ve üretebilir.
Yine halk arasında yaygın olan bir düşünceye göre şizofreni hastalarının hastaneye yatırılması gerektiği düşüncesidir. Hastalığın akut dönemleri dışında ayakta tedavi edilmektedir. Uygun tedavi ve tedaviye düzenli devam etme sonucu, toplum içinde üretken bir yaşam geçirirler. Hatta yapılan araştırmalarda hastaların toplum içinde olmasının onlar için daha fazla yarar sağladığı belirtilmektedir.
Şizofreni tamamen kalıtımsal bir hastalık değildir. Kalıtımsal yatkınlık olması gözlemlenme olasılığını arttırmaktadır ancak stres ve çevresel faktörler göz ardı edilmemelidir.
Şizofreni hastaları çoğunlukla saldırgan değildir, düşünülenin aksine kendileri saldırganlığa maruz kalırlar. Bu hastaların saldırganlıkları genellikle kendilerine yöneliktir ve intihar riskleri yüksektir. Şizofreni hastalarının topluma zararları, toplumun damgalama ve olumsuz ön yargıları gibi zararlar kadar çok ve acımasız değildir.